Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı (YZB): Tarımda Yeni Ufuklar ve Sinerji Yaratma Çabaları
Türkiye’nin en köklü ve etkili tarım, gıda ve perakende sektörlerinin buluşma noktası olan YZB (Yerel Zincirler Buluşuyor) Konferansı ve Fuarı, bu yıl da 14’üncü kez kapılarını açarak sektörün önde gelen uzmanlarını, girişimcilerini ve paydaşlarını bir araya getirdi. “Tarımın Bugünü = Türkiye’nin Geleceği” temasıyla gerçekleştirilen etkinlik, katılımcılara sürdürülebilirlik, yenilikçilik ve yerel üretimin önemini vurgulama fırsatı sundu. Bu yılki programda, enflasyon baskısı, sektörler arası sinerji ve gıda tedarik zincirinin güçlendirilmesi gibi kritik gündemler detaylıca ele alındı.
Tarımın Güncel Durumu ve Geleceğe Yönelik Stratejiler
Konferansın ana oturumlarından biri olan “Tarımın Bugünü = Türkiye’nin Geleceği” panelinde, tarım sektörünün önde gelen isimleri, ülkemizin tarımsal potansiyelini ve karşılaştığı zorlukları tartıştı. Moderatörlüğünü Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat’ın yaptığı panelde, tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kırsalda Kalkınma Kooperatifleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, sosyal girişimci ve şef Ebru Baybara Demir ile Keskinoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Önder Matlı yer aldı. Bu platformda, tarımın sürdürülebilirliği ve yerel üretimin güçlendirilmesi ana temalar olarak işlendi.
Geleceğin Tarım Politikalarına Yönelik Öneriler ve İnovatif Yaklaşımlar
Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, Türkiye’nin tarım alanındaki mevcut durumu ve geleceği için önemli önerilerde bulundu. “Gıda insan hakkıdır” ilkesi ışığında hareket edilmesi gerektiğine değinen Gülçubuk, özellikle kooperatifçilik ve yerel zincirlerin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. “Etkin kooperatifler kurmalı ve bunların perakende ile entegrasyonu sağlanmalı” diyen Gülçubuk, sürdürülebilir tarım politikalarının hayata geçirilmesi için devlet ve özel sektör alanında atılması gereken adımları sıraladı. Ayrıca, iklim değişikliği ve su kaynaklarının etkin kullanımı konularında farkındalık yaratmanın önemine dikkat çekti.
İklim Krizi ve Hızla Kentleşen Bir Ülkede Tarımın Geleceği
Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, Türkiye’nin uzun tarihsel süreçte tarımın temelini oluşturan köklü geçmişine atıfta bulunarak, “Türkiye’de tarım bitmez ve bu topraklarda binlerce yıldır devam eden geleneksel üretim, gelecekte de devam edecektir” dedi. Ancak, iklim krizinin ve hızla kentleşmenin sektör üzerinde ciddi etkileri olacağına vurgu yaptı. “Gelişen kentleşme, tarımsal üretimin kent yaşamı içinde kaybolmasına neden oluyor. Bu nedenle, yerel üretimi ve küçük ölçekli çiftçiliği teşvik etmek, sürdürülebilirlik açısından hayati önem taşıyor” şeklinde görüşlerini paylaştı.
Yerel Zincirlerin Güçlendirilmesi ve Tüketici Odaklı Yaklaşımlar
Yıldırım, özellikle şehirlerde hızla artan talep ve tüketici beklentilerine yanıt vermek amacıyla, yerel ürünlerin ve yerel zincirlerin hayata geçirilmesinin önemine değindi. “Üretici kooperatifleri ve yerel zincirler, tedarik maliyetlerini azaltarak hem üretici hem de tüketiciye kazanç sağlar” diyerek, elektronik ticaret ve dijital platformların tarımsal ürünler için yeni çıkış noktası olabileceğine dikkat çekti. Ayrıca, aracıların ortadan kaldırılmasıyla maliyetlerin düşürülebileceğine ve ürünlerin fiyatının daha uygun hale gelebileceğine vurgu yaptı.
Çevre Dostu Tarım ve Gıda Atıklarının Değeri
Türkiye’de yaşanan kuraklık ve suyun etkin kullanımıyla ilgili ciddi sorunlar, çiftçilerin ürün kayıplarını artırıyor. Bu noktada, “Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetim Projesi” büyük önem kazanıyor. Şef ve sosyal girişimci Ebru Baybara Demir, projenin temel amacını şu şekilde özetledi: “Semt pazarlarındaki gıda atıklarını kompostlayarak, toprak verimliliğini artırmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek hedefleniyor. Proje, sulama verimliliği ve toprak sağlığı açısından büyük katkılar sağlıyor”. Demir, projeyle birlikte, Türkiye’de günlük toplanan pazar atıklarından yaklaşık 2,5 milyon ton kompost üretilebileceğine ve bu miktarın ithal gübrelerin önemli bir bölümünü karşılayabileceğine dikkat çekti. Ayrıca, bu uygulamalar sayesinde çiftçilerin maliyetlerinin azalacağı ve ekolojik dengenin korunacağına vurgu yaptı.
Fırsatlar ve Tehditler: Tarım ve Gıda Sektörünün Geleceği
Keskinoğlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Önder Matlı, sektörün uzun yıllara dayanan deneyimlerini ve Türkiye’nin gıda tüketim alışkanlıklarındaki dönüşümü analiz etti. “Gelecekte, protein ağırlıklı beslenme ve sağlıklı gıda talebi artarken, bitkisel üretimdeki yetersizlikler ve maliyetler ciddi sorunlar oluşturuyor” dedi. Ayrıca, sürdürülebilirlik ve entegre üretim modellerinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. “Tarladan sofraya kadar olan zincirin güçlendirilmesi, güçlü iş birlikleri ve stratejik ortaklıklar ile sağlanabilir” diyerek, yerel üreticiler ve perakende zincirleri arasında yapılacak iş birliğinin sektörün geleceği açısından belirleyici olacağını belirtti.
Sonuç olarak, sektör temsilcileri ve uzmanlar, tarımın sürdürülebilirliği ve yerel üretimin güçlendirilmesi için çeşitli öneriler ve projeler üzerinde hemfikir olarak, Türkiye’nin tarım alanında potansiyelini en iyi şekilde kullanmaya devam etmenin yollarını aradılar.