Her yıl farklı bir ülkede düzenlenen ve bu yıl 30 Kasım – 12 Aralık 2023 tarihleri arasında Dubai’de gerçekleştirilecek olan Taraflar Konferansı (Conference of the Parties) veya COP28, iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası arenada önemli bir dönüm noktası olacak. Bu bağlamda, Üsküdar Üniversitesi Çevre Ahlakı Forumu öncülüğünde hazırlanan ve büyük ilgi gören “COP28: İlerleme mi, Gerileme mi?” raporu, New York’ta düzenlenen etkinlikte tanıtıldı.
Etkinliğe katılan Üsküdar Üniversitesi Çevre Ahlakı Forumu Direktörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir, raporun detaylarını ve ortaya koyduğu temel mesajları katılımcılara aktardı. Raporun, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile Karayip ASEAN Konseyi ortaklığıyla hazırlandığını ve Dominika Topluluğu, Nijerya, Kenya, Çad, Gambiya ile Bangladeş gibi farklı ülkelerden uzmanların katkılarıyla şekillendiğini belirtti.
Prof. Dr. Özdemir, Taraflar Konferansı’nın (COP) Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) temel karar alma platformu olduğunu hatırlatarak, yaklaşık 197 ülkenin temsilcilerinin burada buluştuğunu ve iklim politikalarının belirlenerek kaydedilen ilerlemenin takip edildiğini vurguladı.
Küresel İklim Müzakereleri ve Etkisi
Son yirmi yılda COP’ların, başlangıçta küçük toplantılardan büyük çaplı uluslararası konferanslara dönüşerek katılım ve etki açısından önemli bir büyüme gösterdiğine dikkat çeken Prof. Özdemir, bu müzakerelerin gerçekten değişim yaratıp yaratmadığı konusunda süregelen tartışmalara değindi. Bazı eleştiriler, bu toplantıların sadece sözde kaldığını ve somut eyleme dönüşmediğini öne sürerken, küresel iklim krizinin ciddiyetle ele alınmaya devam ettiği şu günlerde bu tartışmaların anlamı daha da artıyor.
Prof. Dr. Özdemir, “İklim felaketinin yaklaşmakta olduğu bu kritik dönemde, COP’lar küresel çapta farkındalığın artmasına ve gerekli adımların hızlandırılmasına katkı sağlayabilir. Ancak, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’nin COP28’deki başkanlık göreviyle birlikte, gündemin yeterince dönüştürücü olup olmadığı ve beklentilerin karşılanıp karşılanmayacağı konusunda endişeler de hakim.”
Geleceğe Dair Vaatler ve Çözüm Arayışları
Prof. Özdemir, 2023 COP28’in öne çıkan hedeflerini ve vaatlerini şöyle sıraladı:
- Yıllık 100 milyar dolarlık iklim finansmanı hedefine ulaşmak
- Uyum finansmanını 2025’e kadar iki katına çıkarmak
- Kayıp ve zarar fonunu işler hale getirerek en savunmasız ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak
- Yenilenebilir enerji projelerini yaygınlaştırmak ve fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması
- Emisyonları yakalamayan fosil yakıt kullanımını sonlandırmak
Prof. Dr. Özdemir, bu hedeflerin hayata geçirilmesi ve gelişmiş ülkelerin taahhütlerini yerine getirmesi adına önemli adımlar atılmasının beklendiğini belirtiyor. Ayrıca, çevre ve kalkınma alanında uzmanların, çeşitli ülkelerden gelen temsilcilerin bu süreçte aktif rol almalarının gerekliliğine vurgu yaptı.
Fosil Yakıt Lobiciliği ve Endişeler
Fosil yakıt lobiciliğinin küresel iklim politikalarını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çeken Prof. Özdemir, gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme ve refah seviyesini artırma mücadelesinde bu lobilerin zayıflatıcı etkilerinin olduğunu belirtti. Batılı ülkelerin 20. yüzyılın büyük bölümünde enerji ihtiyacını fosil yakıtlarla karşılaması ve bunun ekonomik kalkınmanın temel taşı olarak görülmesi, günümüzde de gelişmekte olan ülkeler tarafından taklit edilmekte.
Ancak, yenilenebilir enerji teknolojilerinin yüksek maliyetleri ve altyapı gereksinimleri, gelişmekte olan ülkeler için büyük bir finansal yük oluşturuyor. Prof. Özdemir, bu durumun adil ve sürdürülebilir bir iklim politikası oluşturulmasının önünde önemli bir engel teşkil ettiğine vurgu yaptı.
Sanayide Adil Rekabet ve Geçmişteki Çelişkiler
Gelişmekte olan ülkelerin petrol üreticisi veya tüketicisi olmasına bakılmaksızın, Batılı ülkelerin tarihsel kalkınma hedeflerini takip etmeleri, bir ironi olarak görülüyor. Prof. Dr. Özdemir, “Sanayileşme yarışına sonradan katılan büyük sanayi devleri, endüstriyel kalkınma yolunda fosil yakıtların kullanımını tercih etmiş ve bu durumu eleştirenlere karşı tutum almaktadırlar” şeklinde konuştu.
Bu noktada, BAE’nin COP28 başkanlığı ve beklentilerle ilgili tartışmaların, dünyanın Paris Anlaşması’nda belirlenen hedeflere ulaşma yolunda ne kadar yakın olduğunu gösterdiğine işaret eden Prof. Özdemir, beklentilerin karşılanıp karşılanmayacağı konusunda halen büyük bir belirsizlik olduğunu dile getirdi.
İklim Finansmanı ve Dönüşüm Hedefleri
Prof. Özdemir, BAE’nin planları arasında yıllık 100 milyar dolarlık iklim finansmanı hedefine ulaşma ve 2025’e kadar uyum finansmanını iki katına çıkarma yer alıyor. Ayrıca, kayıp ve zarar fonunu işler hale getirmeyi ve en savunmasız ülkelerin iklimle ilgili kayıplarını karşılamayı hedefliyor. Bu kapsamda, yenilenebilir enerji projeleri ve fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımının durdurulması gibi somut anlaşmalara ulaşılması amaçlanıyor.
Prof. Özdemir, mevcut finansman ortamının trilyonlarca dolarlık yatırımı gelişmekte olan ülkelerin kullanımına açmak üzere dönüştürülmesinin de planlar arasında olduğunu belirtti.
Dubai’deki Görüşmelerden Beklentiler
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Özdemir, raporun sonuçlarının ve BAE’nin önerdiği tedbirlerin yeterliliği ve petrol endüstrilerinin gündemi şekillendirmedeki etkisine rağmen, bu COP’un tarihsel önemi ve iddialı gündemi devam ediyor. Özellikle, Aralık 2023’te Dubai’de yapılacak BM görüşmelerinde, emisyonlar, yenilenebilir enerji ve iklim finansmanı konularında temel hedeflere ulaşılması halinde, politikalar hızlandırılacak ve dönüşüm süreci güçlenecek.” dedi.
Prof. Dr. Özdemir, bu raporun ve yapılan hazırlıkların yüksek riskli olsa da, tarihi fırsatların kaçırılmaması gerektiğine vurgu yaparak, birlikte hareket etmeye ve güçlü bir küresel iklim anlaşması için çaba sarf etmeye çağrı yaptı.