Hipertansiyonun Gizli Tehdidi ve Sağlık Üzerindeki Etkileri
Koroner arter hastalıklarından kalp krizlerine, anevrizmalardan böbrek yetmezliğine, inmeden görme kaybına kadar pek çok ciddi sağlık sorununa yol açabilen hipertansiyon, aslında vücudumuzda geri dönüşümsüz hasarlara neden olabilen ve ölüme sebep olabilen önemli bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; dünya genelinde yaklaşık 1.5 milyar kişinin yüksek tansiyon sorunu bulunmakta ve her yıl yaklaşık 7 milyon kişi, yüksek kan basıncıyla ilişkili komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Türkiye’de ise, özellikle 60 yaş üzeri nüfusta her iki kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğu bilinmektedir. Bu hastalık, yaşam tarzında yapılan düzenlemeler ve uygun ilaç tedavileriyle genellikle kontrol altına alınabilmektedir. Ancak, bazı hastalarda düzenli ve çoklu ilaç kullanımı bile kan basıncında hedeflenen seviyeye ulaşmayı engelleyebilir.
Dirençli Hipertansiyonda Yeni Bir Tedavi Yaklaşımı: Renal Denervasyon
Günümüzde, ilaç tedavisine dirençli hipertansiyon durumlarında, geleneksel tedavi yöntemleri yetersiz kalabilir. Bu noktada, renal denervasyon adlı yeni ve umut vaat eden bir yöntem devreye girmektedir. Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Sezer tarafından yapılan açıklamalara göre, bu yöntem sayesinde, düzenli kullanılan çoklu ilaçlara rağmen düşmeyen kan basıncı kontrol altına alınabilmektedir. Renal denervasyon, özellikle çoklu ilaç kullanmasına rağmen tedaviden sonuç alınamayan dirençli hipertansiyon hastalarında uygulanmaktadır. Böbrek atardamarları çevresinde yer alan sempatik sinir ağının tahrip edilmesiyle, yüksek tansiyona neden olan ‘renin’ hormonunun salınımı kontrol altına alınır. Bu yöntem, hastaların günlük yaşam kalitelerini yükseltirken, ciddi yan etki riskini de minimize etmektedir.
Hipertansiyonda Alternatif ve Etkili Bir Çözüm: Renal Denervasyon İşlemi
Renal denervasyon, kateter kullanımıyla gerçekleştirilen minimal invaziv bir işlemdir. İşlem sırasında, kasıktaki atardamardan girilerek, radyofrekans veya ultrason dalgaları kullanılır. Radyofrekans yöntemi, böbrek damarlarının çevresinde yer alan sempatik sinirleri ısı enerjisiyle tahrip ederken, ultrason dalgaları ise özel bir balon katater üzerine yerleştirilen kaynaklar aracılığıyla sinirleri etkisiz hale getirir. Bu işlem, kan basıncını yükselten mekanizmaları durdurarak, vücuttaki su ve tuz tutulmasını engeller ve damarların kasılmasını önler. Böylelikle, yüksek tansiyona neden olan renin hormonunun ve sempatik sinir sisteminin haberleşmesi kesilerek, kan basıncı normal seviyelere çekilebilir.
Renal Denervasyonun Sağladığı Faydalar ve Güvenlik
Yapılan araştırmalar, geniş hasta gruplarında renal denervasyonun kan basıncı üzerinde anlamlı ve kalıcı bir düşüş sağladığını göstermektedir. İşlem sonrası, hastalar genellikle yaklaşık bir saat süren bu uygulamadan sonra, derhal taburcu edilerek günlük yaşamlarına geri dönebilmektedir. Prof. Dr. Murat Sezer ise, bu yöntemle ilgili olarak, ciddi yan etki riskinin neredeyse hiç olmadığını ve hastaların işlemden sonra 1 gün içinde normal hayatlarına devam edebildiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, yöntem, anestezi altında veya hafif sedasyonla gerçekleştirildiği için hastalar için güvenli ve konforlu bir seçenektir.
Hangi Durumlarda Renal Denervasyon Uygulanır?
- Çoklu ilaç tedavisine rağmen direnç gösteren hipertansiyon hastaları
- İlaç toleransı düşük veya uzun dönem ilaç kullanımı tolere edemeyen hastalar
- İlaç uyumu sorunları yaşayan hastalar
- İlaç kullanmasını engelleyen ek sağlık sorunları bulunan hastalar
- Yüksek riskli ve sıkı kan basıncı takibi gerektiren ciddi kardiyovasküler hastalar
- İlaç kullanmak istemeyen veya hayat boyu ilaç kullanımını reddeden hastalar
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
