İtfaiye Haftası’nda Emekli İtfaiyeciler, Meslektaşlarıyla Birlikte Anıldı ve Buluştu
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği İtfaiye Haftası etkinlikleri kapsamında, uzun yıllar itfaiyecilik mesleğinde hizmet vermiş ve emekli olmuş iki değerli isim, genç meslektaşlarıyla unutulmaz bir buluşma gerçekleştirdi. 94 yaşındaki Mehmet Çöpten ve 78 yaşındaki Muhlis Felek, mesleğe olan sevgilerini ve mesleğin insan hayatındaki kutsallığını dile getirdiler. Bu özel günlerde, mesleğin ne kadar onurlu ve saygıdeğer olduğunu vurgulayan emekli itfaiyeciler, gençlere ilham kaynağı oldular.
Mehmet Çöpten’in Anıları ve Mesleğe Başlangıcı
Yıllarını itfaiyeye adayan 94 yaşındaki Mehmet Çöpten, o günleri hafızasında taptaze hatırlıyor. 1954 yılında işe adım attığında ilk olarak bulaşık yıkama ve aşçı yardımcılığı gibi görevlerde bulunduğunu anlatan Çöpten, şu sözlerle mesleğine olan sevgisini dile getiriyor: “Dünyaya bir kez daha gelsem yine itfaiyeci olurdum. Bu meslek dua alan, saygı gören ve çok kutsal bir meslektir. Çalışmalarımız sırasında her zaman insanlar bizden dua eder, teşekkür ederdi. Yangınlara gider, evleri ve iş yerlerini söndürürken, eşyaların tam olup olmadığını kontrol eder ve ev sahipleriyle güvenle iletişim kurardık. İnsanlar, bizlerin çalışmasından sonra çoğu zaman çikolata getirir, teşekkür ederdi.”
İtfaiyeciliğin Zorluğu ve Sevginin Gücü
Çöpten, yoğun çalışma temposu nedeniyle ikiz çocuklarının doğumuna yetişemediğini ve bu durumun kendisini çok üzdüğünü de sözlerine ekliyor. “Kentin güvenliği bizim için en önemli görevdi. O zamanlar kritik noktalarda çalışıyorduk ve bu yüzden çocuklarımın doğumunu kaçırdım. Ancak tüm zorluklara rağmen, bu mesleği çok seviyorum. İnsanlar bize Allah’tan koruma dileğinde bulunur ve bu, mesleğimizi daha da anlamlı kılar.”
Muhlis Felek’in Hikayesi ve Mesleğe Giriş Süreci
İzmir İtfaiyesi’ne 1968 yılında katılan ve toplamda 41 yıl 9 ay hizmet veren Muhlis Felek, mesleğe başlamadan önce hiç böyle bir kariyer düşünmediğini belirtiyor. Askerlik görevini tamamladıktan sonra memleketi Kars’a dönmek üzere plan yaparken, yakınlarının ısrarıyla itfaiyeye başvurduğunu anlatıyor. Sınava girdikten sonra kazandığını ve 1968 yılının 2 Nisan tarihiyle mesleğe adım attığını ifade ediyor. “İlk başta aklımda böyle bir meslek yoktu, ama burada çalışmaya başladıktan sonra çok sevdim. Her türlü doğal afet ve yangınlara müdahale edip insanların hayatını kurtarmak, bana büyük bir gurur ve mutluluk verdi.”
İtfaiyeciliğin Eşi Benzeri Olmayan Kutsallığı
Felek, itfaiyeciliğin diğer mesleklerden çok farklı ve özel olduğunu vurguluyor. “Sel baskını, deprem, yangın… Herhangi bir afet durumunda ilk müdahale eden bizleriz. İnsanlar, kurtardığımız canlar ve verdiğimiz hizmetler karşısında bize büyük saygı gösterir. 1995 yılında yaşanan sel felaketini hiçbir zaman unutamam. Can kurtarmada gösterdiğimiz çaba ve özveri, mesleğin kutsallığını bir kez daha gösteriyor. Hayat kurtarmak ve insanlara yardım etmek, bu mesleğin en büyük ödülüdür. Bir kez daha dünyaya gelsem, yine bu mesleği seçerdim. Çünkü itfaiye, dualarla, kutsal bir ocak gibi, başka hiçbir mesleğe benzemiyor.”
Sonuç ve Mesleğin Önemi
Her iki emekli itfaiyeci de, mesleğin ne kadar kutsal ve saygıdeğer olduğunu vurgulayarak, gençlere şu mesajları verdiler: “İtfaiyecilik, hayat kurtarmanın ve insanların güvenliğini sağlamanın en onurlu yolu. Bu mesleği severek yapanlar, her zaman saygı görür ve dua alır. Mesleğin gerektirdiği fedakarlık ve özveriyle, toplumumuza hizmet etmek büyük bir şereftir.”
