Gençlerle Tarladan Sofraya Karakılçık Buğdayı: Bir Hikâyenin Dünü ve Bugünü
İzmir Enternasyonal Fuarı’nın gençlik temasıyla düzenlenen 92. edisyonunda, “Başka Bir Tarım Mümkün” etkinlik sahnesinde, özellikle gastronomi ve tarım alanında fark yaratmış önemli bir söyleşi gerçekleştirildi. Bu etkinlikte, “Gençlerle Tarladan Sofraya Karakılçık Buğdayı” başlıklı söyleşi büyük ilgi gördü. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan Yaşar Üniversitesi Gastronomi Bölümü öğrencisi Gürsal Gürkay Tırpan’ın yönetiminde, Köy-Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer ve Yaşar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Seda Genç, gençlerle bir araya geldi. Ayrıca, katılımcılara karakılçık buğdayından elde edilen çeşitli ürünler ikram edildi.
Karakılçık Buğdayının 12 Yıllık Serüveni ve Köklü Geçmişi
Köy-Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer, Seferihisar’da 2011 yılında, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in öncülüğünde, küçük bir tohum takas etkinliğiyle başlayan karakılçık buğdayı hikayesinin, zamanla büyüyerek ülke sınırlarını aşan ve dünya çapında tanınan bir başarıya dönüştüğünü vurguladı. Soyer, “Seferihisar’da, 2011 Şubat ayında, Tunç Soyer’in liderliğinde gerçekleştirilen bu tohum takas etkinliğiyle karakılçık buğdayı hikâyesi başladı. Bu hikâye, zamanla büyüyerek binlerce dönüme yayıldı ve Avrupa, Amerika gibi kıtalara uzandı. Aslında, karakılçık her zaman vardı; biz sadece 12 bin yıllık köklü geçmişiyle atalık tohumu yeniden hatırlattık. Bu süreç, sağlıklı gıdaya ulaşma ve geleneksel tarımın korunması mücadelesinin bir parçası oldu” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Her Köşesine Yayılan Bir Hikâye
Neptün Soyer, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ sloganıyla ortaya koyduğu vizyon, aslında mevcut tarım uygulamalarını yeniden şekillendirmeye yönelikti. Bu girişim, köylülerin bilinçlenmesi ve kendi tohumlarına sahip çıkmasıyla başladı. Köylüler, atalık tohumların değerini biliyor ve kendi tohumlarını korumaya özen gösteriyordu. Bu bilinç, Mersin, Mardin, Konya gibi farklı bölgelerde de benimsendi ve giderek tüm Anadolu’ya yayıldı. Sonuç olarak, bu hikâye sadece bir tohumun ötesinde, bir kültür ve yaşam biçimi dönüşümüne işaret ediyor” diye ekledi.
Yerel Tohumların Korunması ve Can Yücel’in Vasiyeti
Neptün Soyer, “Tarımla uğraşmak, insanların yaşamını bir araya getiren ve güçlendiren çok güzel bir uğraş. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ünlü şair Can Yücel’in, yok olan yerel tohumların korunması gerektiğine dair vasiyetine sahip çıktı. Bu amaçla, 2011’de Seferihisar’da ilk Tohum Merkezi kuruldu ve ardından İzmir Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda ikinci bir merkez açıldı. Bu merkezler, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan çeşitli atalık tohumların gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor. Bu çalışmalar, İzmir’in hem kültürel hem de gastronomik zenginliğinin korunmasında önemli bir rol oynuyor. İzmir, kendi geçmişiyle gurur duyan ve geleceğe güvenle bakan bir şehir olarak öne çıkıyor” şeklinde konuştu.
Gençlerin Bilinçlenmesi ve Moda ile Tarımın Kesişimi
Neptün Soyer, “Geleceğin tarımını gençlerle şekillendirmek en büyük dileğimiz. Keçe gibi geleneksel ve sürdürülebilir üretim biçimleri üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Keçe, koyun ve mera ile doğrudan bağlantılı; döngüsel tarım ve hayvancılık burada ön plana çıkıyor. Üniversitelerin tasarım bölümleriyle ortak projeler geliştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca, Fashion Prime Fuarı’nda keçeyle farkındalık yaratmak istiyoruz. Bu sayede, moda ve tarımın kesiştiği noktada gençlerin ilgisini çekerek, geleneksel üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Karakılçık Buğdayı ve Gastronomi Öğrencilerinin Deneyimi
Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Başkanı Doç. Dr. Seda Genç, karakılçık buğdayının 12 yıl içinde önemli bir noktaya geldiğini belirterek, “Bugün, karakılçık ekmekleri talep görüyor ve bu ürünler, sağlıklı gıda arayışında olanların tercih listesinde yer alıyor. 2022’de düzenlenen Gastro Ege Zirvesi’nde, Neptün Soyer iki çuval karakılçık getirerek, öğrencilere üretim ve kullanım alanlarını gösterdi. Öğrenciler, bu tohumları toprakla buluşturdu ve tarladan sofraya tüm süreci deneyimleme fırsatı elde etti. Hasadın ardından, eski değirmende karakılçık unları öğütüldü ve ekmekler yapıldı. Ayrıca, stelya bitkisi kullanılarak kekler hazırlandı. Bu deneyim, sürdürülebilirliğin ve yerel ürünlerin önemini gençlere aktarmak açısından büyük bir fırsat oldu” diye ekledi.
Geleceğe Yönelik Hedefler ve Sürdürülebilirlik
Neptün Soyer, “Karakılçık buğdayı ile başlatılan bu yolculuk, sadece bir tarım projesi değil; aynı zamanda gençlerle birlikte sürdürülebilir yaşam biçimlerini yaygınlaştırma çabasıdır. Üretimden tüketime kadar tüm aşamaları deneyimleyen gençlerimiz, bu kültürün taşıyıcıları olmalı. Bu projeyle, doğayla uyumlu, ekonomik ve sağlıklı ürünlerin üretimini teşvik ediyoruz. İzmir’in, kendi köklerine sahip çıkan ve bu mirası gelecek nesillere aktaran bir şehir olarak öne çıkması, bizim en büyük gurur kaynağımızdır” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
